yalnız olunduğunun anlaşıldığı an

az önce böyle durdum düşündüm, çok yakın bir sevdiğim şey demişti, ben gelen mesajlara bakmıyorum fazla geldiği sadece yakın olduklarıma bakıyorum onun için sana da geç bakarsam yanlış anlama gibisinden konuştu. şimdi ben bana hiç mesaj gelmemesine mi üzüleyim yoksa bu dediğine mi? :( yalnızım sözlük, çok yalnızım. dm kutuma baktım en son 2 gün önce konuşmuşum birisi ile hani o mesajda şey işte arkadaşım bi sayfanın gönderisini atmış. gözlerim doldu yazarken.

çok mutlu veya mutsuz olduğunuzda bunu paylaşacak birisinin yanınızda olmaması. bu durum mutluluğunuzu alır mutsuzluğunuzu arttırır.

bir otogar köşesinde tek başına otobüsünü beklediğin de ve otobüse binince el sallayacak kimsen olmadığında anlıyorsun. derdinden ölüp ölüp dirilirken derdini anlatacak kimsen olmadığında anlıyorsun. markete giderken yalnız girmeyeyim diye arayacak kimsen olmadığında anlıyorsun.

telefon rehberinde bin tane gereksiz kişinin ismi kayıtlı. belki birgün ihtiyaç duyarsın diye silmeye kıyamadın numaralarını. sanki ihtiyaç duysan da yardım istemekten utanmayacakmışsın gibi. ama utanacaksın, sen de biliyorsun. seni sıkıntılarından arındıracak kimse yok bu dünyada, kurduğun her ilişki sığ kalmaya mahkum farkındasın. tanıdığın kimsenin, derdini dinlemeye tahammülü yok. gece yarısına kadar kalp kırıklarını sarmaya çalıştığın onca kişinin seni geçiştirmesini, geride bırakmasını izliyorsun. onlardan ilgi dilenemezsin bunu sen de biliyorsun. sefilce bir yalnızlığa gırtlağına kadar boğulmuşsun. için yalnız senin, için. sapına kadar yalnızsın, annenin rahmini terk ettiğinden beri yalnızsın. tanrı senin hamurunu çamurdan değil kumdan yoğurmuş. kendini bir türlü bir arada tutamıyor, dağılıyorsun. içinde tuttuğun binbir çirkin his var, kendini afişe edemiyorsun. çünkü korkuyorsun ve bunu sen de bal gibi biliyorsun. kaldırıma çöküp hüngür hüngür ağladığında, her şeyden ama her şeyden vazgeçmeye hazır olduğunda seni oturduğun yerden kaldıran yabancı bir adam ve oğlu veya çöpçü olmasın istiyorsun. en azından numarası rehberinde kayıtlı birileri olsun istiyorsun. --- alıntı --- karanlık sözler yazıyorum hayatım hakkında. aşklarım, inançlarım işgal altındadır tabutumun üstünde zar atıyorlar cebimdeki adreslerden umut kalmamıştır toprağa sokulduğum zaman çapa vuran adamlar denize yaklaşınca kumlar ve çakıltaşları geçmiş günlerimi aşağılamaktadır. --- alıntı ---

Bir derdiniz, sıkıntınız olduğunda yüzünüze bakarak size "Senin bir derdin mi var?" şeklinde kimsenin soru yöneltmemesi ya da bu soru yöneltilse bile derdinizi anlatacak kadar yakın gördüğünüz birinin olmayışı... (bkz: derdimi dökersem derin dereye)

tercih edilmiş yalnızlık ben de durum bu olduğundan anladığım bir an yok. insanlardan fazlasıyla bunaldığım için mümkün mertebe iletişime geçmiyorum. (bkz: serbest çağrışım) (#1616602) --- spoiler --- bunu anımsadıkça kapatacaksın kendini. önce hislerinden vazgeçeceksin, sonra isteklerinden. amaçlarını erteleyeceksin bir süre sonra zaten son kullanma tarihi geçmiş olacak hepsinin. daha az konuşacaksın, daha az delil bırakacaksın yaşarken. arkadaşlarının aramalarına dönmeyeceksin, ısrarcı olanlar için geçerli bahaneler üretmeyi öğreneceksin zaten bir süre sonra onlarda vazgeçecek aramaktan. arayıp hatrını soran akrabaların da sen onlara geri dönmediğin zaman azalmaya başlayacaklar. sanki sırf sen onları aradığın için seni arıyorlarmış gibi hissedeceksin. bayram günlerinin anlam ve önemi de azalacak. aile toplantılarına bir süre daha katılıp onlarla birlikte iyiymiş gibi yapacaksın. onlar gibi konuşacaksın, onlar gibi gülecek geçmişte hayatınızda olan ama şimdi isimleri mezar taşlarına kazılı insanları hatırlayıp iç çekeceksin. bu sohbetlerin seni yorduğunu her gece uyumak için yatağına uzandığında daha çok hissedeceksin. sabah ezanlarını daha fazla dinleyeceksin. uyandığında akşam olacak. telefonundaki cevapsız aramaları kimlere ait olduğuna bakmadan sileceksin. öğünlerin sayısı azalacak gün içinde, alkol oranı her gece daha da artacak. ertesi günlerinde daha halsiz daha hasta çıkacaksın yatağında, bir süre sonra çıkmayacaksın. belki biraz daha alkol almak için gideceksin markete, ama aradığını bulamazsan sorma gereği duymayacaksın. ödemeyi yaptığın kasiyerle gözgöze gelmemeye çalışıp sana uzattığı beyaz poşeti alıp içini doldurup uzaklaşacaksın 'kolay gelsin' bile demeden. sokakta yürürken tanıdıklar geçecek yanından, selam vermesinler diye başını önünden kaldırmadan sanki dalgın dalgınmışsın gibi yürüyüp geçeceksin. bir süre sonra onlar da görmeyecek zaten seni. hayata bir anlam vermekten, beklenti içine girmekten, tutunmaya çalışmaktan vazgeçeceksin. . . . -bunu bana neden yaptın! en başından beri oynadın bana biliyordum! zaten dipteydim daha derine gömdün beni şu an! -hayır... sen tercih ettiğin bir yalnızlığı yaşıyordun, ben kaçınılmaz yalnızlığı anlattım sana... -anlamıyorum... -anlıyorsun... kabul etmek hoşuna gitmiyor... -neyi kabul etmek hoşuma gitmiyor? -yalnız olmakla yalnız hissetmenin arasında ki farkı.... -inan şu an kelime oyunlarına dayanacak gücüm kalmadı lütfen...yalvarırım anlayacağım şekilde söyle bana... neyi kabul etmiyorum? -bu gece, son bir kaç ay hissettiklerin her neyse bunların hepsini sen seçtin... bir arayış içindesin, belki bir çıkış yolu... ama gözlerini açmadığın sürece o yolu asla göremeyeceksin... yalnız değilsin sen! yalnızlığı seçiyorsun sadece, ne olduğunu bile bilmeden... ama artık biliyorsun.... --- spoiler ---

Kimsenin telefonuna mesaj atmaması veya söyleyecek birşeyin olunca etrafında kimsenin olmaması.

Yalnız olduğunu hissettiren o aydınlanma sekansı. Sırasıyla zihnim yalnız olduğuma dair örnekleri bombardıman şekli anımsatmalar ile gözlerimin önüne seriyor ve işlem tamamdır. Yalnızmışım işte...

(bkz: kafamı dinlediğim her an) diyerek konuya farklı bir bakış açısı kazandırıyorum.

alkol sigara kumar tv pc kitap gym döngüsünde kendimi bulduğum zamanlar. insanın çay içmeye bile gidesi gelmiyo. kendi kendine yetebilen bir sistem gibi çalışıyorum.

Müzik dinlerken oynatma listemin yavaşça yalnızlık ve hüzün temasına geçişi bu durumu açıklar nitelikte benim özelimde

bir hasta yakını olarak, içeride yaşam savaşı veren bir sevdiğiniz varken, akşam çöktüğünde hastane avlusuna bakın. o gün o saatte sizinle beraber kim kalmışsa, o kadarsınız.